BİRAZ GÜLELİM

Bir İngiliz, bir Fransız, bir Sedat ve bir Raul ormanda gezerken büyük bir tuzağa düşmüş. Dev bir goril çıkagelmiş ve kükremiş:
“Bu ormanda beni güldüreni serbest bırakırım, güldüremeyeni yerim!”

İlk olarak İngiliz başlamış:
“Bir gün bir İngiliz lordu sabah çayını içerken hizmetçisine…”
Ama goril gözlerini devirmiş ve sıkılmış bir şekilde beklemiş.

Sonra Fransız denemiş:
“Fransız şarapları üzerine bir espri yapacağım şimdi…”
Ama goril derin bir nefes alıp esnemiş.

Sıra Sedat’a gelmiş. Sedat derin bir nefes almış, cebinden plastik bir tavuk oyuncağı çıkarmış ve “Hadi bakalım, vuruyoruz!” diyerek tavuğa basmış. Tavuk garip bir “Viyyyk” sesi çıkarmış, ama goril kıpırdamamış bile. Sedat çaresizce Raul’a bakmış.

Raul gülümseyerek öne çıkmış ve yalnızca Sedat’a bakmış:
“Kanka, beni izle.”

Raul hiçbir şey söylemeden aniden takla atmış, yüz üstü düşmüş ve yere yapışmış. Ama kalktığında suratına yapışan çamurla kendini ciddiye alarak, “Evet, işte Fransız sanatı bu!” demiş. Goril bu sahneyi görür görmez kahkahalarla yere yuvarlanmış!

Goril, kahkahalar arasında konuşmuş:
“Tamam tamam, Raul beni güldürdü, herkes serbest… Ama Sedat mı? Onun o plastik tavuk performansı hayatımda gördüğüm en başarısız şeydi, onu yemezsem kendimi toparlayamam!”

Sedat korkuyla bağırmış:
“Dur bir dakika, Raul, gorile senin doğum günü partindeki dans videolarını göstereyim, asıl o zaman görürsün kahkahayı!”

Goril birden ciddi olmuş ve “Tamam tamam, şaka yapıyordum, herkes gidebilir!” diyerek uzaklaşmış. Sedat derin bir nefes almış ama Raul zafer kazanmış gibi arkasından sırıtıyormuş.